- Dünya Emoji Günü’nü 🌎kutlama amacıyla, emojilerin günlük yaşamlarımızı nasıl etkilediğini daha iyi anlamak için Fransa, Almanya, İspanya ve ABD’deki insanların katıldığı bir anket gerçekleştirdik.
- Beyinlerimiz, emojileri kelimeler ile aynı şekilde işliyor. Emoji kullanmak, bir mesajı yorumlama tarzımızı değiştirebilir.
- Emoji kullanımı, akıl sağlığına ve kişiler arası ilişkilere bir ışık tutabilir.
- Cinsi, kültürel ve toplumsal normlar emojileri nasıl kullandığımızı etkileyebilir, yaşımız ise kullandığımız emoji türlerini belirliyor.
- AI (yapay zeka), AR (artırılmış gerçeklik) ve VR (sanal gerçeklik) teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte, emojilerin geleceğinin daha çok yönlü hâle gelmesi bekleniyor ve kültürleri, yaşam tarzlarını ve kimlikleri daha geniş bir şekilde temsil etmeleri olasıdır.
- Emojilerin siz ve alıcısı arasında kalmasını istiyor musunuz? VPN kullanarak konuşmalarınızı gizli tutun.
Her tür teknolojide olduğu gibi, emojiler de yıllar boyunca büyük derece evrim geçirdi. Bu modern zamanların hiyeroglifleri, dijital diyalektimizin resmi olarak bir parçası hâline geldi ve günlük diyaloglarımıza renk, mizah ve birçok duygusal nüans ekledi. Her gün 10 milyardan fazla emoji kullanıldığı ve internet kullanıcılarının %95’inin en az bir defa emoji kullandığı tahmin edilmektedir. Ve, yeni kelimelerin sözlüklere eklenmesi gibi, her yıl yeni emojiler oluşturuluyor ve emoji lügatı giderek büyüyor.
Şu anda, neredeyse kullandığımız her cihazda ve platformda 3.600’den fazla emoji bulunuyor. Aslına bakılırsa, emojiler hayatlarımıza o kadar yerleşmiş ki beynimiz onları kelimelerle aynı şekilde işliyor. Bunun sonucunda, bir cümleye emojinin eklenmesi bir mesajı veya bilgiyi nasıl yorumladığımızı değiştirebiliyor ve nihayetinde kafa karışıklığına veya tuhaf yanlış anlaşılmalara neden olabiliyor.
Emojiler, onları gören kişiye bağlı olarak, geniş bir yorum yelpazesine de sahip. Bu nedenle, gizli anlamlar taşıdıkları gibi yaygın bir inanç bulunuyor. Örneğin, 😂 emojisi için görünen arama önerileri şu şekilde:
Yukarıdaki fotoğrafın sonuçları İngilizce dilinde ancak arama çubuğuna rastgele bir emoji eklemenin farklı aramalar gösterdiğini kolayca söyleyebiliriz. Anlamı, gönderen kişiye bağlı olarak değişebilir… flörtünüz mü gönderdi? Yoksa bir arkadaşınız mı gönderdi? Göz yaşları abartı mı oldu yoksa yetmez mi? Artık bildiğimiz gibi, tek bir küçük surattan farklı yorumlar gelebilir…
Bu küçük, renkli sembollerin çevrimiçi diyaloglarımızda vazgeçilmez bir hâle geldiğini, duygularımızı ifade etmeyi sağladığını, anlam taşıdığını ve bazen kelimelerin tek başına başaramayacağı şekilde mesajlarımızı geliştirdiğini inkâr edemeyiz.
17 Temmuz 2023’te emojileri benimsemek için adanmış bir gün olan Dünya Emoji Günü’nü 🌎 kutlarken, ExpressVPN, toplumun emoji algısını daha iyi anlamak amacıyla Fransa, Almanya, İspanya ve ABD’den yaklaşık 1.000 kişinin katıldığı bir anket gerçekleştirdi. Bu çok çeşitli grup, farklı emojilerin farklı kişilere ne anlam ifade ettiğinin yanı sıra onları sıkça kullanmanın gerçek duygularımızı gizlemenin yolu olabileceği konularında çok değerli bir içgörü sunuyor.
Aşağıda göreceğiniz bazı grafiklerde dört farklı pazardaki kullanımı karşılaştırdığımızı, diğerlerinde ise ABD’deki anketlerden edinilen bulgulara odaklandığımızı göreceksiniz.
🙂 ile başlayıp 😄 ile devam eden emojinin evrimi
Emojiler sahneye çıkmadan önce, birçoğumuz düşüncelerimizi ifade etmek için cümlelerin sonunda 🙂 , 🙁 ve ¯_(ツ)_/¯ gibi yüz ifadeleri kullanıyorduk. Cilveli bir mesaj göndermeniz mi gerekiyor? Gülücüğünüze bir ; ekleyerek dostça bir mesajın cilveli bir mesaja dönüşmesini izleyin: 😉
Yüz ifadeleri, DOCOMO adlı mobil operatörde çalışan Japon sanatçı Shigetaka Kurita’nın yolunu açarak 1999’da ilk 176 emojiyi oluşturmasını sağladı. İlk versiyonu (aşağıda) hava durumu, teknoloji ve günlük kullanılan aletlerle ilgili karakterler içeriyordu.
Günümüze döndüğümüzde, emojiler günlük yaşamlarımıza yerleşmiş saygıdeğer ve tanınmış bir iletişim şekli olarak değerlendiriliyor. Yeni versiyonlar, yılda bir veya iki defa yayınlanıyor ve bu da sürekli evrilen dünyamızı yansıtıyor.
Birçok kişi için; kültürel öğelerin, ulusal bayrakların ve yemeklerin emojilere dönüşmesi, önemli bir temsil ve kapsama belirtisi hâline geldi. 2019’da, ehliyet çeşitliliğini temsil eden emojiler (aşağıda) tanıtıldı. Sonrasında, 2020 ve 2021 arasında, farklı ten rengine sahip cinsiyet ayrımı gözetmeyen emojiler ve insan emojileri eklendi.
Neden emoji kullanıyoruz
Emojilerin toplumumuzun değişmez bir parçası hâline geldiğini düşünürsek; psikologlar, dilbilimciler ve araştırmacılar emojilerin iletişim yöntemlerimize olan psikolojik etkisini yıllardır araştırıyor.
Bu çalışmalar, emojilerin duygusal ifadeyi geliştirdiği ve dijital etkileşimlerde empati duygusunu öne çıkardığının yanı sıra, internet üzerinden gerçekleşen iletişimlerde sözel olmayan ifadelerin yokluğunda boşluğu nasıl doldurduğu ve böylece tonu, ruh halini ve amacı daha etkili bir şekilde aktarmamızı sağladığı gibi bazı ilginç bulgular ortaya çıkardı.
Bu bulguları daha derin bir şekilde incelemek ve ek bulgular elde etmek amacıyla dört ülkeden katılımcıların yer aldığı bir anket gerçekleştirdik. İlk keşfettiğimiz şey ne mi? Tüm pazarlardan katılımcıların büyük bir çoğunluğu (%96) iletişim kurarken emojileri düzenli olarak kullanıyor.
İspanya’daki insanlar emojileri ABD’deki insanlardan daha sık kullanıyor
Ankete katılanlar arasında, İspanyol katılımcılar emojileri diğer ülkelerdeki katılımcılardan daha sık kullanıyor. Metin mesajı, sosyal medya ve e-posta üzerinden iletişim kurdukları sırada emojileri ne sıklıkla kullandığımızı sorduğumuzda, İspanyol katılımcıların %40’ı her zaman kullandıklarını belirtti. Bunu Fransızların %36’sı, Almanların %35’i ve ABD’lilerin %26’sı takip etti.
Emojiler, duygular ve kötü haber sırasında etkiyi hafifletme
Beklendiği üzere, çoğu insan duygularını ifade etmek için kelimeler yerine bir emoji kullanmayı tercih ediyor. Bunun olası nedeni, yüz ifadeleri ve vücut dili gibi görsel ifadeler olmadan mesajlaşma üzerinden duyguları aktarmanın zorluğudur. Bu durum, anketimizde sıkça önümüze çıktı.
Amerikalıların yarısından fazlası (%51), emojilerin kötü haberleri yumuşattığına inanmıyor. Bu görüş Fransa, Almanya veya İspanya’da belirtilenlerden daha yaygın. Buna rağmen, yarısından fazlası nasıl hissettiklerini gizlemek için emojileri kullandığını da belirtti.
Frontiers in Psychology tarafından yayınlanan bir çalışmaya göre, emojilerin kullanımı bir kişinin akıl sağlığı ve kişiler arası ilişkileri hakkında önemli ipuçları sağlayabilir. Çeşitli çalışmalar ise cinsiyet, kültürel ve toplumsal normların da emoji kullanımına olan etkisini vurguluyor.
Örneğin, kadınlar kalp emojisini genellikle diğer kadınlara ve arkadaşlarına destek gösterme amacıyla kullanıyor. Buna karşın, erkekler bu emojiyi genellikle romantik amaçlarla kullandıklarından dolayı, erkek arkadaşlarıyla iletişimleri sırasında çok nadir olarak kullanıyor.
Z Kuşağı’nın emoji kullanımına karşı özgün yaklaşımı
Yaşımız da kullandığımız emojilerin türlerini belirliyor. Örneğin, Z Kuşağı’nda yer alan bireyler (1997 ile 2012 arasında doğanlar) ağlayarak gülen surat emojisini (😂) modası geçmiş olarak yaftaladılar çünkü ebeveynleri bu emojiyi çok sık kullanıyor. Bu yaş grubu, bir şeyin çok komik olduğunu belirtmek için bu emoji yerine kafatası (💀) veya ağlayan surat (😭) emojilerini kullanıyor. Bu emojilere genellikle internet jargonu olan “Öldüm” ifadesi eşlik ediyor.
2022 yılında, Emojipedia’nın baş editörü Keith Broni, Z Kuşağı’nın emojileri diğer kuşaklara göre farklı kullandığını doğruladı. Örneğin, hafif gülen surat emojisi (🙂) ve çok iyi (👍) emojisi pasif agresif olarak algılanıyor. Z Kuşağı, duygusal belirginlik için bunun yerine daha şevkli gülen suratlar (😊) kullanmayı tercih ediyor.
🍆🍑🍌💦 emojileri farklı şeyleri ifade ediyor
British Columbia Okanagan Üniversitesi, emojiler ve onların cinsel imalı içeriklerdeki rolü üzerine bir çalışma gerçekleştirdi. Cinsel imalı emojiler kullanan katılımcılar arasında, %51’i sonrasında cinsel imalı davranışlarda bulunduklarını belirtti.
Cinsel içeriklerde en sık kullanılan üç emoji dil (👅), patlıcan (🍆) ve ter damlaları(💦). Sırıtan surat (😏), göz atan surat (😜) ve öpücük atan surat (😘) emojileri, cinsel konularda konuşurken en sık kullanılan üç yüz ifadesi oldu.
Katılımcılarımıza emojileri hiç cinsel imalı bir şekilde kullanıp kullanmadıklarını sorduğumuzda, yarısından fazlası hayır yanıtını verdi. Örneğin, ABD ve Fransa’dan katılımcıların %59’u (İspanya’da %56 ve Almanya’da %55), yukarıda belirtilen emojileri hiçbir zaman gerçek anlamları dışında bir imayla kullanmadıklarını belirtti.
Bunas karşın, evet diyenler arasında, 18 – 24 arasındaki yaş grubu cinsel imalı emojileri en sık kullanan grup oldu.
Amerika’nın favori emojisi
İnsanlar alışkanlıklardan ibarettir——ve emojiler söz konusu olduğunda, aynı şey hâlâ geçerlidir. Anketimize göre, bireylerin %70’i aile, arkadaşlar ve iş arkadaşları ile iletişimleri sırasında belirli emojileri kullanıyor. Bu grup, devamlı olarak birkaç emojiyi sıklıkla kullanmayı tercih ediyor.
En sık kullandıkları beş emoji sorulduğunda, sonuçlar çoğu ABD’li katılımcı için aynı (ve genellikle olumlu) çıktı. Gülen surat (😊)—veya benzeri—en çok kullanılan emoji. Onu yakın bir şekilde ağlayarak gülen surat (😂), kalp (❤️) veya kalp gözler (😍) emojileri, çok iyi emojisi (👍), ve ağlayan surat emojisi (😭) takip etti. Diğer dikkat çeken emojiler ise öpücük atan surat emojisi (😘), Tamam el işareti emojisi (👌) ve terleyerek sırıtan surat (😅) emojisi.
Daha iyi temsil ve çeşitlilik için çağrılar
Emoji sözlüğüne her yıl daha fazlasının eklenmesine rağmen, çeşitli gruplardan insanları daha iyi temsil eden emojileri ekleme çabalarıyla birlikte, katılımcıların şu anda yeterli sayıda emoji bulunduğunu düşünüp düşünmediklerini de öğrenmek istedik.
Bulgularımız, ABD’li katılımcıların %33’ünün yeterince emoji olduğuna inandığını ortaya koyarken, daha büyük bir %35’lik grup daha fazla gülücük ve insan emojisinin olması gerektiğini ifade etti. Bu düşünce, diğer üç ülkede de benzerlik gösterdi.
Peki ne eksik olabilir? Örneğin, şu anda Kutuplar bölgesindeki Eskimolar, Avrupalı Samiler, Avustralyalı Aborjinler ve Yeni Zelandalı Maoriler gibi yerli toplumları tasvir eden emojiler bulunmuyor. Farklı vücut ölçülerini gösteren herhangi bir emoji de yok.
Dahası, katılımcıların %29’u hayvanlar ve doğa ile ilgili (örneğin deve kuşu, kar leoparı ve beyaz kaplan) daha fazla emoji görmek istediklerini ifade ederken, %26’sı muhtemelen kendi ülkelerine veya kültürlerine ait daha geniş bir yiyecek ve içecek emojileri seçeneği istedi.
Emojiler iş hayatında kullanılmalı mı?
İş yerindeki iletişimlerde emojilerin kullanımı, uzun süredir bir tartışma konusu. Her ne kadar bazı emojiler (orta parmak emojisi bunlardan biri) açık bir şekilde profesyonel ortama uygun olmasa da; Slack, Google ve Microsoft Teams gibi popüler profesyonel mesajlaşma uygulamalarında geniş bir emoji seçeneğinin olması, emojilerin kullanımını yaygınlaştırdı. Bütün bunlara rağmen, araştırmamız, Amerikalıların %53’ünün iş yerinde asla emoji kullanılması gerektiğini düşündüğünü ortaya koyuyor.
Bu durum her ne kadar emojilerin iş ortamı için çok lakayıt veya gayri resmi olduğu inancından doğsa da emojilerin farklı yorumlanmasından doğan küçük yanlış anlaşılmalara neden olma riskinden dolayı kaynaklanıyor da olabilir.
Örneğin, anketimize göre, Amerikalıların %33’ü bir emoji yanlış anladıklarını kabul etti. Örneğin dua eden eller emojisi (🙏) bazen bir çak emojisi olarak anlaşılıyor, ve yanan surat emojisi (🥵) hem hava koşulları hem de bir kişinin çekiciliği olarak yorumlanabilir. Bir iş ortamında bu durum bazen utandırıcı anlarla sonuçlanabilir.
Emojilerin geleceği
Geleceğin emojileri bu noktada tamamen spekülatif olsa da teknolojideki ilerlemeler sayesinde heyecan verici imkanlar taşıyor. AI, AR ve VR teknolojilerindeki hızlı gelişimle birlikte, emojiler daha sofistike ve kapsayıcı olma potansiyeline sahip.
Apple, Samsung ve Google gibi büyük cihaz üreticilerinin, evrilen çevreye ayak uydurmak için yeni emojiler sunması bekleniyor. Örneğin, Apple’ın Animojileri ve Memojileri hâlihazırda kullanıcıların emojileri diledikleri gibi kişiselleştirmelerini sağladı ve yakında çıkacak iOS 17 güncellemesi, bu kişiselleştirme özelliğini daha da geliştirecek.
AR ve VR başlıklarının piyasaya çıkması da emojilerin 2 boyuttan 3 boyuta geçerek ifadelerine yeni bir boyut eklemeleri için bir yol açtı. Dahası, emojiler Unicode Konsorsiyumu tarafından sunulup onaylandıkça, farklı kültürleri, yaşam tarzlarını ve kimlikleri temsil eden emojiler odak noktasında olacak ve böylece daha geniş kitlelere hitap eden geniş bir emoji çeşitliliği elde edilecek.
Ancak, emojiler günlük hayatımıza ve dijital etkileşimlerimize derin bir şekilde yerleştikçe, bu artış gösteren kaynağın güvenlik kapsamını hatırlamak önemlidir. Kişisel bilgiler paylaşmak ve çevrimiçi sohbetlerde bulunmak sizi veri ihlalleri, kimlik hırsızlığı ve istilacı takip gibi çeşitli risklerle karşı karşıya bırakmaktadır. Bu nedenle, teknoloji gelişim göstermeye devam ettikçe, onunla birlikte evrilmek için güvenlik ve gizlilik önlemleri almak (VPN kullanmak gibi) önemlidir.
Örneğin, proaktif bir önlem olarak yüksek kaliteli bir VPN kullanarak, bir yandan dijital gizliliğinizi korurken diğer yandan emojilerin kapsayıcı ve anlamlı dünyasının tadını çıkarabilirsiniz. Çevrimiçi güvenliğe öncelik tanımak, verilerinizin korunduğunu bilerek gönül rahatlığıyla internet üzerinden sohbet gerçekleştirmeniz ve bilgilerinizi paylaşmanız için size güç sağlar. Keşke bu duygu için bir emoji yapabilseler!
VPN’ler için bir emoji olsaydı sizce neye benzerdi?